Gün Döndü Nasıl Yazılır? – Güç, İktidar ve Toplumsal Dönüşüm Üzerine Bir Siyasi Okuma Giriş: Bir Siyaset Bilimcinin Not Defterinden Bir siyaset bilimci, sabahın erken saatlerinde masasının başına oturur. Kahvesinden bir yudum alırken aklında tek bir soru vardır: “Gün döndü mü, yoksa biz mi döndük?” Bu soru, yalnızca dilin değil, aynı zamanda iktidarın ve toplumsal düzenin dönüşümüne dair bir sorgulamadır. “Gün döndü nasıl yazılır?” sorusu basit bir dil meselesi gibi görünse de, aslında derin bir siyasal anlam taşır. Çünkü “günün dönmesi”, bir iktidar dönüşümünü, bir değerler kaymasını ve bir toplumsal yeniden doğuşu işaret eder. Dil, İktidar ve Kurumsal Hafıza Her…
7 YorumEtiket: bir
Kelimelerin Buğusu: Arpada Hektolitrenin Edebî Yankısı Giriş: Sözcüklerin Ağırlığı ve Ölçünün Hikmeti Kelimeler bazen bir kâğıda düşen tohum gibidir; içlerinde anlam, ritim ve hayat barındırırlar. “Arpada hektolitre” ifadesi ilk bakışta teknik bir ölçü birimi gibi görünür: soğuk, hesaplı, rakamlara ait bir dünya. Ancak edebiyatın gözüyle bakıldığında bu terim, yalnızca bir miktarı değil, emeğin, toprağın ve insanın zamanla kurduğu derin bağı da simgeler. Çünkü ölçmek, bir şeyi anlamak için önce ona yaklaşmak, nefesini duymaktır. Arpada Hektolitre: Sayının İçindeki Hikâye “Hektolitre” kelimesi, yüz litrelik bir hacim ölçüsüdür. Tarım ekonomisinde, özellikle de arpa ve buğday gibi tahılların alım-satımında kullanılır. Fakat edebiyatın diline girdiğinde,…
4 YorumMaxilla Ne Demek Latince? Bir Psikoloğun Zihinsel Anatomiden Duygusal Anlamlara Yolculuğu Bir psikolog olarak her zaman insan davranışlarının ardındaki görünmeyen yapıları merak ederim. Ancak bugün konumuz, alışılmışın dışında bir yerden başlıyor: Maxilla. Latince kökenli bu kelime, basitçe “üst çene kemiği” anlamına gelir. Fakat insan zihni ve davranışları üzerine düşündüğümüzde, bu kelime yalnızca biyolojik bir yapıyı değil, aynı zamanda duygusal bir sembolü de temsil eder. Çünkü yüz, duyguların en çok okunduğu yerdir; maxilla ise bu duyguların taşıyıcısı, sözcüsüdür. Bilişsel Psikoloji Perspektifinden: Maxilla ve İfade Edilen Düşünce Bilişsel psikoloji açısından maxilla, iletişimin temel araçlarından biridir. İnsan, konuşurken ya da gülümserken bu kemiğin…
8 YorumÖğrenmenin Dönüştürücü Gücü ve Manyetik Kartların Gizemi Bir eğitimci olarak her dersin, her kavramın ve her öğrenme deneyiminin bireyde bir dönüşüm yaratma potansiyeline inanırım. Öğrenme yalnızca bilgi edinmek değildir; dünyaya farklı bir gözle bakmayı öğrenmektir. Öğrencilerime sıklıkla şunu söylerim: “Bir şeyi gerçekten öğrenmek, onu yaşamın anlamlı bir parçası haline getirmektir.” Bugün, bu anlayışla gündelik hayatımızda fark etmeden kullandığımız bir teknolojiyi — manyetik kartları — pedagojik bir mercekle ele alacağız. Çünkü bir kredi kartının ya da okul giriş kartının içindeki sır, aslında öğrenme sürecinin kendisine çok benzer: bilgi depolamak, işlemek ve doğru anda hatırlamak. Manyetik Kart Nedir? Manyetik kart, üzerinde bilgi…
4 YorumKalpak Giymek Ne Anlama Gelir? Gösteri mi, Hafıza mı? Söyleyeyim: Kalpak giymek, yalnızca başı sıcak tutmak değildir; bir tutum, bir iddia, bazen de fazlasıyla yüksek sesli bir gösteridir. Bugün “kalpak” diye podyuma taşınan şeyin, dünkü dağ rüzgârından çok bugünün etiketlerine hizmet ettiğini gördükçe aklıma şu soru geliyor: Biz gerçekten bir kültürü yaşatıyor muyuz, yoksa onu şık bir kostüme mi dönüştürüyoruz? Kalpak giymek, kimliğini ilan etmektir; ama ilan edilen şey, pratik bir zanaatin mi yoksa pazarlanmış bir nostaljinin mi ürünü olduğuna göre anlam değişir. Bir Başlığın Ağırlığı: Malzeme, Bellek, Bağlam Kalpak, Orta Asya’dan Kafkasya’ya uzanan geniş bir coğrafyada üşümeye karşı pratik…
4 YorumGözü Bozan Şeyler Nelerdir? İnsan Algısının Psikolojik Kırılganlığı Üzerine Bir İnceleme Bir psikolog olarak, insan davranışlarını ve algı süreçlerini incelerken beni en çok büyüleyen şey şudur: Göz, sadece bir organ değildir; aynı zamanda zihnin aynasıdır. “Gözü bozan şeyler nelerdir?” sorusu, yüzeyde görme sağlığıyla ilgili gibi görünür, ancak psikolojik açıdan bu soru çok daha derin bir anlam taşır. Çünkü insanın gözünü bozan yalnızca ışık ya da ekranlar değil, aynı zamanda duygular, düşünceler ve toplumsal etkiler de olabilir. Göz, dünyayı olduğu gibi değil, inandığımız gibi gösterir. Bilişsel Psikoloji Perspektifinden: Görmek ve Algılamak Arasındaki Fark Bilişsel psikoloji, görmenin sadece biyolojik değil, zihinsel bir…
8 YorumGrup Nasıl Yazılıyor? Psikolojik Perspektiften Birlikte Düşünmenin Anatomisi Bir psikolog olarak insan davranışlarını anlamaya çalışırken fark ettiğim en ilginç gerçeklerden biri şu: insanlar, yalnız olduklarında değil, bir aradayken kim olduklarını keşfederler. “Grup nasıl yazılıyor?” sorusu dilbilgisel olarak basit görünse de, psikolojik olarak oldukça derin bir anlam taşır. Çünkü “grup” kelimesi yalnızca birkaç insanın bir araya gelmesini değil, aynı zamanda zihinsel, duygusal ve sosyal bağların nasıl örüldüğünü anlatır. Peki, bir grup nasıl “yazılır”? Başka bir deyişle, insanlar bir araya geldiklerinde bilinçaltlarında nasıl bir senaryo oluştururlar? Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Grup Düşüncesi ve Zihinlerin Eşzamanlılığı Bilişsel psikoloji, düşünce süreçlerimizi anlamaya çalışan bir disiplindir.…
8 YorumAköz Ne Demek? Toplumun Görünmeyen Bağlantı Noktaları Üzerine Sosyolojik Bir Analiz Toplumsal Dokunun İçinde: Bir Araştırmacının Gözünden Aköz Bir sosyolog olarak bazen kavramlar bizi kelimelerden daha çok düşündürür. Aköz kelimesi, kulağa teknik bir terim gibi gelse de aslında toplumsal ilişkilerimizin tam ortasında yer alan görünmez bir bağdır. Türkçede “iki yüzey arasındaki dolgu” anlamına gelir; ancak bu anlam, toplumsal bağlamda metaforik bir güce sahiptir. İnsan ilişkilerinde, ailede, iş yerinde ve kültürel alanlarda “aköz” tıpkı bir bağlayıcı madde gibi işlev görür. Toplum, tıpkı bir doku gibidir; bireyler bu dokunun hücreleri, aköz ise onları bir arada tutan yapısal sıvıdır. İşte tam da burada…
8 YorumElinde Tutmak Ne Anlama Gelir? Psikolojik Bir Mercek Altında İnsan davranışlarını çözümlemeye çalışan bir psikolog olarak, günlük dilde sıklıkla karşımıza çıkan basit ama derin anlamlar taşıyan ifadeler her zaman ilgimi çeker. “Elinde tutmak” gibi bir ifade, aslında sadece fiziksel bir eylemi değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal süreçleri de kapsar. Bu kelime, insan psikolojisinde çok katmanlı anlamlar taşır ve hem bireysel hem de toplumsal bağlamda farklı izler bırakır. Peki, “elinde tutmak” ne anlama gelir? Bu basit eylem, bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji açısından nasıl yorumlanabilir? Bu yazıda, bu soruyu farklı psikolojik boyutlarla inceleyeceğiz. Bilişsel Psikoloji Perspektifinden “Elinde Tutmak” Elinde tutmak…
8 YorumEdebiyatta Şerh Ne Demek? Anlamı ve Tartışmalı Yönleri Şerh: Klasik Bir Terim mi, Yoksa Modern Dünyada Artık Gereksiz Bir Katman mı? Edebiyat dünyasında birçok terim var, fakat şerh kelimesi bir nebze daha karmaşık ve derin. Şerh, kısaca, bir eserin ya da metnin açıklanması, yorumlanması anlamına gelir. Ancak bu tanım, yüzeyde oldukça basit gibi dursa da, derinlemesine inildiğinde şerhin anlamı ve rolü, edebiyatın özüne dair çok daha büyük sorulara işaret eder. Peki, şerh gerçekten bir eserin anlamını derinleştirir mi, yoksa bazen sadece metnin orijinal ifadesine zarar mı verir? Bu yazıda, şerhin ne olduğunu, edebiyat içindeki yerini ve tartışmalı yönlerini cesurca tartışmak…
6 Yorum